8 Temmuz 2017 Cumartesi

BANU AVAR: "Tayyip Erdoğan kimler tarafından nasıl hazırlandı?"

5 Nis 2017 tarihinde yayınlandı
EL KOYMAK istedikleri zaman, her sektöre operasyon yaparlar. TAYYİP Erdoğan'ın hazırlanması.

Banu Avar
Necmeddin Erbakan'ı kabul etmeyip Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan beraberinde Fehmi Koru'yu tercih etmelerine sebep nedir, çok garip bir durum var ortada.

“Yeni oluşacak parti ABD ve İsrail’e ters düşmeyecek”

TRT Haber Dairesi Başkanlığı da yapan Nasuhi Güngör, ilk baskısını 2001 yılında Anka Yayınları’ndan yapan “Yenilikçi Hareket” adlı kitabında “AKP’nin bir proje olduğunu ve Tayyip Erdoğan’ın Siyonist kuruluşlarca yönlendirildiğini” yazmıştı. Kitapta Güngör şu bilgilere yer vermiş:

2000’de ABD’ye gitti

“Erdoğan henüz Refah Partisi’nin İstanbul Beyoğlu ilçe başkanıyken dönemin ABD Büyükelçisi Morton Abramowitz ile görüşmeye başlamış ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde de bu görüşmeler devam etmiştir. Abramowitz ise belediye başkanı olduğu dönemde Erdoğan’ı geleceğin lideri olarak tanımlamıştı. Temmuz 2000’de ABD’ye giden Erdoğan burada başta Yahudi ağırlıklı kuruluşlar ve ABD’li Yeni Muhafazakârların (neocon) düşünce kuruluşu American Enterprise Institute olmak üzere önemli düşünce kuruluşlarıyla bir araya gelmiştir.” Tayyip Erdoğan’ın 18 Temmuz 2001’de İsrail Büyükelçisi David Sultan’la bir görüşme yaptığı ve ona “Yeni oluşacak partinin İsrail ve ABD politikalarına asla ters düşmeyeceği” yolunda garanti verdiğinin konuşulup yazıldığını ifade eden Güngör, “Bu David Sultan, uzun yıllar İsrail ordusunda görev yaptıktan sonra dışişleri kadrosuna alınan azılı bir İslam düşmanıydı” diyor.

https://goo.gl/zuVoSh

“Zaten AKP’nin kuruluş felsefesi, daha parti kurulmadan önce ABD’den gönderilen gizli bir belge ile oluşturulmuş, bu belgedeki bütün fikirler parti programı haline getirilmiştir.

Gizli belgede “Mr. Erdoğan, sizin küreselleşme ile demokrasi ilişkilerini bağdaştırma yönündeki adımlarınız, Türkiye’ye kriz sırasında destek olan uluslararası güçler tarafından da kabul görecektir. Ankara, küreselleşmenin gerekliliğini anlamak ve dünyada geçerli olan kurallara uyum sağlamak zorundadır. Ankara şunu da anlamalıdır ki, uygun gördüğü kuralları uygulayıp, kendi çıkarlarına uymayanları reddetmesi mümkün değildir… Küreselleşmenin bir adı da şehirleşmedir. Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir. Bu memoranduma göstereceğiniz ilgiden dolayı takdirlerimizi sunarız…” deniliyordu.

Erdoğan ise küresel örgütlerin taleplerini AKP Program ve tüzüğüne hemen hemen aynı ifadelerle taşıyordu.” KÜRESEL İHALE- Arslan BULUT
Bakkallı adlı lobi şirketi vasıtasıyla Erdoğan’a New York’tan gönderilen memorandumda “Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir. Bu memoranduma göstereceğiniz ilgiden dolayı takdirlerimizi sunarız…” denmektedir.
Şirket, ABD’nin eski Türkiye Büyükelçilerinden Abramoviç tarafından yönlendirilmiştir. Abramoviç ise CFR üyesidir. Recep Tayyip Erdoğan RP Beyoğlu İlçe Bşk.nı iken dönemin, ABD Büyükelçisi Morton Abromowitz’le tanışmış veya tanıştırılmıştır. 1996 yılında ise Morton Abromowitz Erdoğan’a Türkiye’nin geleceğini işaret eden bir hitapta bulunmuştur.
“Türkiye’nin geleceği için önemlisiniz.”
Bu “önemli” olma durumu Cumhuriyet Türkiye’sinin dönüştürülmesi ve Amerika’nın çıkarları için gereklidir.
Diyarbakır’da sahneye konan figüranlığını Erdoğan, Barzani, Şivan Perver’in yaptığı oyunun gerçek nedeni, AKP’nin tüzükleştirdiği CFR’nin Councel of Foreign Relations (Dış İlişkiler Konseyi) memorandumudur.

https://goo.gl/3OlNrR

Devrilmek istenen gerçekten Erdoğan mı ?
https://goo.gl/5KCizk

“Abramowitz, Tayyip’i Erbakan’ın yerine hazırlıyor”
https://goo.gl/Ic2bD1
Aksine ABD’nin “Otoriter” Erdoğan’a İhtiyacı Var

Bakmayın ve inanmayın ABD ve AB’nin “otoriter” bir Erdoğan’dan şikâyetçi olmasına!.. Türkiye, Türk Milleti onların umurunda bile değil… Onlar sadece çıkarlarına, alacaklarına bakarlar… Bu çıkışların, “evrensel değerlere” sözde bağlılıklarını gösterme ve kendilerine bel bağlayıp, umutlananları hâyâl kırıklığına uğratmamadan öte bir anlamı yoktur.

Kaldı ki, ABD’nin “Yeni Türkiye” hedefini tamamlayabilmesi için “demokrat” değil, aksine “otoriter” bir Erdoğan’a ihtiyacı olduğu ortada.

Madem Obama, Abramowitz, Edelman’ın Erdoğan’a gösterdiği “sopa”yı konuşuyoruz, bir başka ABD’linin “havucunu” da konuşalım.
  • Kategori

  • Lisans

    • Standart YouTube Lisansı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder